Hümanistik Varoluşçu
Psikoterapi

Sorunlar için yöntemler

Tedirginlik terapisi

Tedirginlik, gerginlik, kaygı, stres vb. sıkıntılar genel anlamda bilinç altı/bilinçdışı ile bilinçli zihin arasındaki iletişim sorunlarından kaynaklanır. Terapi danışanla birlikte bu iletişim blokajını çözmeye gayret eder.

Hümanistik terapi

Ana yaklaşım her danışanın tek ve özel olduğunun, terapiyi yönetecek ve sürdürecek irade ve kararlılığa sahip olduğunun kabulüdür. Bakış açısındaki değişim ve yaşama karşı yaklaşım farklılığını oluşturma ve takip sorumluluğunu alacak yetiye sahip olduğu  temelinde ilerlenir.

Varoluşçu terapi

Yok oluş bir gerçeklik ise var oluş bu gerçeklik temelinde kurulur. Yaşamın getirdiği olumlu ve olumsuz olaylarda var oluşun farkındalığının yaşama dahil edilmesi esastır. Ara sıra zihne getirilen var oluş gerçekliği özel ve değerli olma hissinin en güçlü destekleyicisidir.

Bütünleyici terapi

Merkezi Kendilik, Sosyal Kendilik ve Bütünleştirici Kendilik arasında oluşan iletişim kopuklukları yaşamsal durumlarda yetkinlik kaybını yaratabilir. Travmatik anlar bu kopuklukları belirginleştirip tedirginliğe neden olabilir. Terapi bu gerginliği çözecek kaynakları bulur ve destekler.

Bütünleyici Terapi Nedir?
(video için resme tıkayınız)

Bireysel Bütünleştirici Terapi nedir?

Sorunlar

Bütünleyici Terapi'nin özü

Bütünleyici Terapi (BT); aslında Bütüncül ya da İngilizce karşılığı ile "Integrative" psikoterapidir. BT'yi Tahir Özakkaş Hoca'nın deyimi olan 'terapimsi şeyden' ayıran, terapistin ve danışanın hedefe odaklanmışlığıdır. BT'nin özü danışanın kendisi ile ilgili sorumluluk almasıdır. Danışanın olumlu yeteneklerini, özelliklerini, gözlemlerini toplumla barışık şekilde üstlenmesini sağlamaktır. Basit bir örnek: Yalnız kalmayı sevenler vardır. Eğer Psikanaliz açısından bakılırsa onlara birçok teşhis konulabilir. Ama onlar annelerinden yalnız doğmuşlardır. Bu kişilerde BT'nin amacı; yalnız kalabilme becerilerini toplumla uyum içinde kullanmalarında ve kendilerini irdelemelerinde destek olabilmektir. Böylece topluluk içinde mutlu iken mizacının getirdiği yalnızlığını sürdürebilir. Toplumla birlikte olacağı ve yalnız kalacağı zamanları telaşlanmadan, içgörü deneyimi ile planlayabilir. Spontane olmayı becerebilir. Hem toplumlu birlikte ama toplumdan uzak kalmayı becererek, yaşlılığında geçmiş yaşantısından memnu olabilir. BT bu hedefe oluşması için onun yanında olur. Bu kol kola bir yolculuktur. Kimisi birkaç seans kadar kısa sürer kimisi yeterince uzun.
Bireysel Bütünleyici terapide amaç bir sorunu onlarca soruna dağıtmak ve gerekli ise geçmiş hayatlara gidip danışanın sürekli bize gelmesini sağlamak değildir. Tam tersine danışanın yakındığı çok sayıdaki sorunu bir soruna indirgeyip onunla başa çıkma konusunda destek olmaktır.
Yani BT bir miktar hümanist yani insancı terapi, bir miktar olumlayıcı psikoterapi, bir miktar analiz, bir miktar bilişsel yaklaşım ve diğer ekolleri içerir. Elbette doğru zamanda ve doğru yöntemlerle.
BT'de esas olan danışan ile terapist uyumlanmasıdır. Bu aslında bu tüm terapilerin özüdür. Bunun sağlanamaığı bir terapinin verimli olması ne yazık ki mümkün değildir.
Elbette hümanistik BT'nin içinde biraz nükte, biraz sohbet, biraz dertleşme de yer alır.

BT; Bütünleyici Terapinin baş harflerinden oluşmuştur.Kişinin kendilik tasarımının bütünleşmesi; bilgi içgörü ve farkındalık sacayaklarına gereksinim duyar. Terapi kavramı bir tedavi süreci değil zihinsel ve mental değişimin sağlanmasıdır. Fiziksel uygulamalarda da terapi sözcüğü kullanılmaktadır, hidroterapi, aromaterapi, fizyoterapi gibi. Bu nedenle klinik uygulamada tıbbi tedavi ile terapi kavramı sıkça karıştırılır. En basit olarak; 'terapi' kelimesi Türk Dil Kurumu web sitesinde 'tedavi' kelimesiyle karşılanmaktadır. Ancak sağaltım kelimesinin karşılığını da terapi olarak vermektedir. Webster's Online Dictionary'de ise "Bir kişiye ilgi-ihtimam gösterme eylemi" olarak tanımlanmaktadır. Bu anlamda; BT, kişinin kendisiyle ilgili belirli ihtiyaçlarını yaşamın akışına uyumlandırabilmesi ve bundan keyif alabilmesi için gerekli özenin gösterilmesidir. Bu amaçla kişinin bilgilendirilmesi, farkındalığının sağlanması, gerekli ise eğitilmesi ve desteklenmesidir.
Bütünleyici yaklaşım
Tıp doktoru olarak klinik uygulamalarımda; birçok zihinsel sıkıntıların ve sosyal sorunların kökeninde, iç benlik sistemindeki örgütlenmede sorunlar yer aldığını gözleme imkanım oldu. İç benlik sistemi psikolojide ego örgütlenmesi olarak deyimlenir. Ego 3 yaş civarında örgütlenmeye başlar ve daha sonra kendilik tasarımı için anne ve babanın veya yakın ebeveynlerin duyguları, düşünceleri ve davranışları öğrenilerek içselleştirilir. Yani bebek beyni ve bedeni geliştikçe ruhsal sistemi ile birlikte ve uyum içindeduygu, düşünce ve davranış kalıplarını içine atmaktadır.
Bazı teorisyenler Freud'un ileri sürdügü dinamik kökenli gelişim yerine sadece öğrenme ve içe atma ile ilgili gelişmenin öne çıktığını ileri sürerler. Nedenler ve kökenler ne olursa olsun, içselleştirilmiş ego ve kendilik yapısı; bebeğin biyolojik gelişimi ile kültürel ve cinsel gelişiminin karışımı şeklinde olgunlaşır.

Öğrenim ve içe atma aşamalarında tekrarlanan çatışmalar ve dengesizlikler küçük dahi olsa ruhsal gerginlikler bilinç dışında yer alır. Bilinç dışındaki "anı adacıkları" ve onlara verilen dürtüsel yanıtların ne zaman ortaya çıkacağı bilinemez. Yine de genellikle yaşamın herhangi bir anındaki bu anı adacığını gündeme getiren durumlar benzeri dürtüleri ortaya çıkartır. Bunlar zihinsel veya sosyal belirti ve bulgular olarak belirmeye başlar.

Basit bir endişeden ileri derecede depresyona kadarki bir kuşakta, belirli bir durum karşısında kişiyi avucuna alan ANI ADACIĞI <- - - > DÜRTÜ etkileşimi kişinin zihinsel sürecini bozmaktadır. Yani duygu-düşünce-davranış aksında bozulmalar gözlenebilmektedir.

Bu aşamada bir terapinin görevi ben yapısının güçlendirilmesi ve bütünlüğü bozulmuş ego parçacıkları arasında bir barış anlaşması sağlayabilmektir. Böylece bilinç dışı süreçlerden kaynaklanan dürtüleri farketmek ve müdahale etmek imkanı ortaya çıkabilmektedir.

Sonuçta kişinin gerek kendisiyle iletişimi, gerekse sosyal etkileşimi sıkıntılandığı için bireysel bir terapi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. İster sosyal fobi, ister evlilik sorunları, isterse çiftlerin sorunları olsun terapide bireysel yaklaşım egonun geri bildirimle aydınlanması açısından zorunlu görünmektedir. Kişinin egosu çatışma yaratan içsel etkilere direnecek güce ulaşınca dış sorunlarla başetme gücüne ulaşmaktadır.

Bu nedenle evlilik ve eş terapilerinin de bireysel olarak sürdürülmesi taraftarıyım. Kişisel deneyimlerime göre; ancak her iki taraf yeterli içgörüye ve esneme gücüne ulaşınca sohbetlerin birlikte yörütülmesi yararlı olabilmektedir.

Benzer şekilde grup terapilerinin geri bildirim ve zihinsel olgunlaşma açısından yararlı olmakla birlikte, çoğu durumda, sonuca ulaşma açısından geciktirici etkisi olduğuna inanıyorum. Doğru ve etkili bir grup terapisi için yetenekli ve deneyimli bir uzmanın gözetiminin gerekliliği belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. (Bkz. Kısa Süreli Grup Terapileri. Irvin D. Yalom, Kabalcı Yayınevi, Mart 2003; Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği, Irvin D. Yalom, Kabalcı Yayınevi, Mayıs 2002)

Destekleyici yaklaşım
Ego sisteminin bütünleştirilmesi ve uyumlandırılması için kullanılabilecek bütün yöntemlerin kişinin ihtiyaçlarına ve kapasitesine uygun bir aşama içinde kullanılması yararlı olmaktadır. Uygulamalarda edindiğim izlenime göre; kişinin üstüne uyan bir giysi gibi, sohbetlerin de kişiyi kavraması, eğreti durmaması ve rahatsızlık vermemesi gereklidir. Bu nedenle danışanın uyum sağlayamayacağı yaklaşımlarda diretilmesi veya empoze edilmesi uygulamaya karşı olumsuz bir önyargının çıkmasına neden olabilmektedir. Elbette seanslar sırasında yeterli esnekliği sahip olmak da bir zorunluluk gibi görünmektedir.

Bu nedenle kişinin ihtiyacına yönelik bir örgü ortaya çıkarmak amacıyla, bir taslak şema ortaya konulur. Eğer psikiyatrik bir onay veya tedavi gerekli ise bu aşamada öncelikle bu konunun bir uzmana danışılarak çözülmesi yoluna gidilmelidir. Daha sonra ilerleyen aşamalarda, danışanla birlikte bu örgünün üzerinden tekrar geçilir ve gerekli ise farklılaştırılır. Bu nedenle kurumlar telefonla bilgi isteyenlere genellikle başlangıç standart örgüsü hakkında bilgi verir, ancak bu örgü daha öngörüşmede dahi değişebilir. Danışanla bir öngörüşme yapılması gereksinimini doğuranda zaten bu durumdur.

Genel olarak standart başlangıç örgüsü; kişiyi yakından tanımak ve içsel gereksinimlerin önceliklerinin tespiti için detaylı bir veri toplama sürecidir. Bu bir-iki saat kadar sürebilir. Eğer içsel sıkıntılar oldukça geçmişe dayalı bir sürece bağlı ise dört-altı saate kadar uzamaktadır. Örneğin Kernberg'in terapötik sürecinde bu süre en az sekiz saat olarak belirtilmektedir.

Burada kişinin iletişimi, sürece uyumu, dile getirilecek içsel sıkıntıların yoğunluğu gibi çeşitli etmenler toplam süreyi değiştirebilir. Çok kısa sürebileceği gibi üç ila sekiz yıla kadar uzayan süreçler yayınlanmıştır.

Daha sonra geri bildirim aşaması başlamaktadır. Bu aşamada güncel yaşama uyumlandırılabilecek farkındalık amaçlı geri bildirimler ve yorumlarda bulunulur. Açıklama ve eğitimler verilebilir. Burada seçilen yöntem çok önemlidir. Bu bilgilerin içeriği bir belgesel niteliğindedir. Amaç, daha sonra konuşulacak konuların anlaşılabilmesi, uygulamaların ve ilişkili geri bildirimlerin içselleştirilmesi, içgörü kazanılması ve varsa takip edecek uygulamaların kabulünü sağlamaktır. Elbette tüm bu aşamalar sırasında danışanın aklına sonradan gelen anıların ve bildirimlerin dinlenmesi de söz konusu olabilir. Bazen de sadece önceden kararlaştırılan süreç izlenir.

Aşamalar içinde ilerlerken danışanın iç görü kazanması ve neredeyse kendi teşhisini kendisi koyabilecek kadar geniş bir görüş alanına sahip olması arzulanmaktadır. Çünkü amaç belirli bir öneri veya telkini dikte etmekten ziyade, kişinin yöntemler konusunda ikna edilmesidir. .

Panik atak, fobi, kaygı, yas sonrası sorunlar, kayıplar, endişe, kekemelik, konuşma bozuklukları, şişmanlık, sigara - uyuşturucu - bağımlılıktan kurtulma, tırnak yeme, eş / evlilik ve aile danışmanlığı, ayrılık sorunları, performans anksiyetesi, ağrısız doğum, spastik kolit sorunları ve terapötik yaklaşımlar olan EFT, EMDR ve psikoterapötik süreçler hakkında daha detaylı bilgiye danışmanınızla yapyacağınız öngörüşmelerde ulaşabilirsiniz.

Psikoterapi

Psikoterapi; davranışsal ve zihinsel süreçlerdeki sosyal veya bireysel uyumsuzluğu ortadan kaldırabilmek amacıyla uygulanan yöntemler bütünüdür. Bu yöntemler bütününde temel ortak nokta terapi içinde danışanın ve terapistin bire bir iletişim içinde olmasıdır. Elbette bu iletişimin doğası gereği gizliliğe saygı içerisinde tüm bilgilerin ve danışanın güvenliği ön planda tutulmalıdır.
Hipnoterapötik süreç içinde bazen ön hazırlık veya takip dönemleri psikoterapi benzeri bir girişimi çağrıştırmaktadır. Aslında yaşamımızın birçok alanında doğrudan veya dolaylı psikoterapötik süreçlerin içinde yer alıyoruz. Bunun en belirgin olanı rüyalardır. Uygun bilimsel değerlendirme ile rüyaların izlenmesi dahi psikoterapötik bir sürece benzer.

EMDR kilinik çalışmalarla belirlenmiş bir psikoterapötik süreçtir. NLP ise klinik çalışmalarla belirlenmemiş psikoterapötik süreçlerdir. Aslında her ikisi de Dr. Milton Erickson'un bulduğu ama çok fazla üzerinde yoğunlaşmadığı yöntemlerdir. EMDR'ı psikolog Shapiro psikoterapi içine dahil etmiştir. Erickson'un hastalarında uyguladığı NLP yi ise Bandler ve Grinder yaygın kullanıma dahil etmişlerdir. Ancak bu kişiler psikolog veya psikiyatrist olmadıkları için NLP psikoterapi içinde yerini alamamıştır.

EFT uygulaması klinik olarak incelenmiş ama yoğun çalışma ile desteklenmediği için psikoterapi kavramı içinde yer almayan uygulamalardır. Yani bir yöntem olan Mindfulness (farkındalık) terapileri ise aslında bir meditasyon yöntemidir ve yeni yeni psikoterapi kavramı içine dahil edilmektedir.

Tüm bunlar ve Avrupa'daki yoğun tartışmalar psikoterapi kavramının ne kadar geniş olduğunu ve belirli sınırlar dahiline alınmasının zorluğunu göstermektedir. Örneğin 2010 itibariyle Avrupa Topluluğu'nun kabul edilmiş bir psikoterapi tanımı ve yönetmeliği yoktur.

Yaklaşımlar
Her ne kadar danışanın davranışlarının üzerinde değişiklik terapinin temel hedefi gibi görünse de, genel olarak duygu-davranış-düşünce aksının düzgün ve uyumlu çalışması için çeşitli yaklaşımlar kullanılır.
Psikoterapi, psikoanalitik psikoterapi, psikodrama, bilissel psikoterapi, hipnoterapi gibi çeşitli ekoller ve yaklaşımlar temelde danışanın duygu-düşünce-davranış aksındaki yanlış yönlenmeleri normale döndürmeye çalışır. Elbette buradaki NORMAL tanımı tamamen bireysel talebe yöneliktir. Bazı danışanlar için sadece sosyal uyum ve üretebilme yeteneği normale dönüş olarak belirlenirken, bazı danışanlar için sevebilme yetisini geliştirmek normale dönüş olarak kabul edilebilir.

Terapide seçilecek yöntem; temel olarak danışanın uyumuna, hedefine ve onayına bağlı olarak belirlenir. Sonuçta psikoterapideki tüm çabalar insancıl bir yaklaşımla mümkün olan en yüksek iletişim ve uyumu yakalayabilmeye yöneliktir.

Klasik psikiyatrik psikoterapideki tıbbi modelde danışan sağlıklı olmayan bir kişi olarak kabul edilir ve terapist sağlığı geri getirme yönünde çabalar gösterir. Günümüzde psikiyatrik tedavide ilaç kullanılması, EKT veya psikanalitik psikoterapi gibi yöntemlerin kullanılmasının amacı budur.

Tıbbi olmayan, destekleyici insancıl modelde ise kişinin kendisini daha yakından tanıyarak gerekli değişim konusunda cesaretlendirilmesi ve yönlendirilmesi söz konusudur. Örneğin; Gestalt tedavisi, farkındalık yöntemi, bütünleyici terapiler.

Hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, terapinin sonucu ve süresi danışanın katılım sınırları ve bütçesi ile bağlayıcıdır. Bu nedenle psikoterapilerin sigorta kapsamında olduğu ülkelerde, kurumlar en süratli yaklaşımı tercih etmektedirler. Bu genellikle bilişsel veya davranışçı terapilerdir. Yine de bu yaklaşımın her danışanda etkili olacağı gibi bir kesinlik söz konusu olmamaktadır.

Yirminci yüzyılda iletişimin ve bilgi transferinin güçlenmesi ile aşağıda yazılanlar dışında birçok yeni yöntem kullanıma girmektedir ve gelişmektedir.

Analitik psikoloji
Otojenik psikoterapi
Davranışçı Terapi
EMDR - Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme
Biyodinamik psikoterapi
Biyoenerji analizi
Jung psikoterapisi
Rogers psikoterapisi
Bilişsel analitik psikoterapi
Bilişsel davranışçı psikoterapi
Yoğunlaştırılmış hareket terapisi
Grup terapisi
Varoluşçu terapi
Aile terapisi
Freudian psukoanalitik psikoterapi
Gestalt terapisi
İnsancıl psikoterapi
Logoterapi
Bireysel psikoterapi
Kişisel yapıcı psikoterapi
Pozitif psikoterapi
Bedensel bütünleştirme
Psikodrama
Psikoanaliz
Psikodrama
Psikodinamik psikoterapi
Psiko-organik analiz
Psikosentez
Duygusal Davranışçı terapi
Reichian psikoterapi
Transaksiyonel analiz
Kişiler arası psikoterapi
Farkındalık (mindfulness) psikoterapisi
Transferansa dayalı psikoterapi (TFP)
Zihinsel (mentalizasyon))psikoterapi
Dialektik davranışçı tedavi (DBP)
Psikoterapi araçları
Sanatsal yaklaşım
Bedensel çalışma
Katarsis (duygusal boşalım)
Yaşam koçluğu
Rüya analizi ve değerlendirmesi
Empati
Günce takibi
Mesajlaşmalar
Gizli yüreklendirmeler
Duygusal boşalım tekniği (EFT)
Hipnoterapi
Reiki
Ters psikoloji yaklaşımı
Yansıtmalı dinleme
Gerileme
Rol denemeleri
Kum oyunları
Koşusluz olumlu saygı
Deneyim-onaylama
Yansıtmaların yorumlanması
Transferansın yorumlanması
Geri bildirim

Hipnoterapi

Aşağıdaki açıklama sadece bilgilenmeniz içindir. Halen hipnoz terapisi uygulamıyorum. Yine de bilgilenmenizde yarar olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle detaylı bilgi için linklerdeki videoları izlemenizi öneririm:

YouTube videoları: YouTube sayfam

Bilincin dingin ve açık olduğu ancak bedenin ve zihnin rahatladığı bir ortam yaratılarak sözlü telkinlerle sağlığın olumlu yöne yönlendirilmesidir. Bu nedenle hipnoterapistler için hipnoz uygulanması beyinlerinin yoğun kullanımını ve danışanın durumunu sürekli takip gerektiren aktif bir uygulamadır. Danışanına yardımcı olmayı şiar edinmiş olan terapist için yorucu bir süreçtir. Belki bu nedenle yurt içi ve yurt dışında hipnoterapi seanslarının ücretleri yüksektir. Örneğin ABD'de sertifika almış hipnoterapistlerin seans ücreti 150-250 USD arasında değişmektedir.

Hipnoterapi uygulamasında hastanın isteği dışında ve kabullenebileceği sosyal ve ahlak kuralları dışında telkin verilmesi mümkün değildir.

Bilinçli hipnoz; ana hatlarıyla, kişinin bilinç düzeyinde yer alan engelleyici mekanizmalar atlanarak mantık kalıpları dahilinde telkin yoluyla yönlendirilmesidir.

Hipnoz denilince genellikle gösterilerde yapılan uyutma teknikleri akla gelmektedir. Oysa bilinçli hipnozda hasta dış ortamdaki sesleri ve bulunduğu ortamı farkedebilmektedir. Sadece o derece rahatlamıştır ki kendisini telkinlere uygun hisseder. Bilinci açık olduğu için isteği dışında bir yönlendirmeye veya telkine açık değildir.

Bilinçli hipnozda derin uyku, bilincin kaybı veya hipnozdan uyanamama gibi bir durum söz konusu olmamaktadır.

Hipnoterapi için başvuran danışan zaten duygusal ve bilişsel açıdan yarar görme konusunda kendisini ikna etmiştir. Bu konuda şüphesi olanlar için öngörüşmelerde bilgi verilir ve kısa bir uygulama yapılır. Böylece şüphe veya korkuların ortadan kalkması mümkün olabilir.

Bazı danışanlar kesinlikle hipnoz altına giremediklerini belirtmektedirler. Oysa bu tip yaklaşımdakilerin daha kolay hipnoz aldıkları bilinmektedir. Sadece bulundukları hipnotik trans, beklentilerine uymaması yüzünden hipnoza girmediklerini düşünmektedirler.

Hipnoz bir gevşeme halidir. Bu nedenle tüm duyular yüksek bir duyarlılıktadır. Kişi dışarıdaki sesleri ve ortamı net olarak farkedebilmekte ve dilerse seans sırasında konuşup gözlerini açabileceğini düşünmektedir. Ancak bunu yapmak istemediğini belirtir. Geşeme halinin konforu nedeniyle transtaki kişiler bu keyifli ortamdan çıkmama konusunda tercih kullanırlar. Bu sayede transı sürdürüp yararlı etkilerini değerlendirirler.

Kullanım alanları
Aşağıdaki durumlarda psikoterapi ve ilaç tedavisine ek olarak veya ilaçla tedaviden tek başına sonuç elde edilemiyorsa hipnoz ile yararlı sonuçlar elde edilebilmiştir.
Sinirlilik
Uyku sorunları
Çeşitli sürekli baş ağrıları
Tedaviye dirençli kaşıntılar
Kontrol edilemez arzular
Bazı fobi durumları
Bilinçaltı sebeplere bağlı cilt hastalıkları
Enürezis (gece işemeleri)
Sancılı adet dönemleri
Menopoz yakınmaları
Menopoza bağlı kemik erimelerinde destek tedavisi
Lokal veya genel aneztezi
Ağrısız doğumda destek
Diş tedavilerinde ağrı kontrolü
Eğitimde öğrenmeyi güçlendirici destek
Trigeminal Nevraljide
Dişci Korkusunda
Migrende
Asabi Tansiyonda
Astımda
Ülseratif Kolon
İrritabl Kolonda
Allerjik Deri Hastalıklarında
Psoriasisde (sedef)
Siğillerde
Tek başına kullanılabildiği alanlar
Tik
Kekemelik
Sinirsel iştahsizlik ve kilo kaybı
Sinirsel veya alışkanlık kusmaları
Kilo alma veya verme desteği
Panik durumlar
Sosyal Fobi
Posttravmatik strese bağlı rahatsızlıklar
Psikolojik kökenli titremeler ve bayılmalar
Cinsel işlev sorunları
Vajinismus (cinsel birleşmede vajinanın kasılı kalması)
Gerdek gecesi stresi
Uykuda diş sıkma veya gıcırdatma
Spor yapanlara motivasyon sağlamada
Çalışanların performansının artırılmasında

Kökleri eski Mısır ve Hindu topluluklarına uzanmaktadır. Bu amaçla uygulanan dini ritüeller dans, müzik ve maskelerin kullanımı ile karakterizedir. Halen bazı uzakdoğu ülkelerinde ve geri kalmış topluluklarda dini törenlerde hipnotik fenomenler belirgin olarak öne çıkmaktadır.
19 uncu yüzyılda Abbe Faria gibi sağıtımcılar ve Franz Anton Mesmer gibi uygulayıcılar ve İskoç kökenli James Braid, James Esdaile, John Elliotson, Ambroise-Auguste Liébault, Emile Coue, Jean-Martin Charcot gibi uygulayıcılarla hipnoz ile ilgili bilgilerimiz ve deneyimlerimiz artmıştır. Bu sayede modern hipnoterapi güvenli bir biçimde tedavideki yerini almıştır.

Mesmer hipnozun histeri tedavisindeki kullanımını, onun hayvani magnetizma adını verdiği bir etkiye bağlanmıştı. Bu amaçla mıknatıslı ortamlar yaratarak özel törenler şeklinde histeri ve endişe tedavileri uygulamıştı. Mesmer'e göre tüm canlı organizmalarda bir enerji alanı mevcuttu. Histeri bu kişinin bir organizmadan manyetik alan alması ile ve kendi manyetizmasının bozulması ile ortaya çıkıyordu. Mesmer bu manyetik alanı değiştirerek histerinin ortadan kalkmasına yardımcı olduğunu belirtiyordu. Mesmerin uyguladığı bu yöntem o zamanlar Mesmerizm veya hayvani magnetizm olarak biliniyordu. Mesmer'in aslında grup hipnoterapisi yanında plasebo etkisi adını verdiğimiz yöntemi kullandığı ve bu yolla etkili olduğu kabul edilmektedir.

Armand-Marie-Jacques de Chastenet, Marquis de Puységur (1751-1825) bir fransız aristokrattıydı. Temelde Mesmer'in yöntemlerini uygulayarak ve hipnoz indüksiyonu yöntemini geliştirerek hipnoza ve psikolojiye katkıda bulunmuş gizli bir kahramandır. Hipnoza yapay uyku-somnambulizm (Somnus-Lat. uyku) ismini veren Puysegur'dur. Hipnozun etkili olabilmesi için gerekli olan en temel iki faktörü, Mason cemaatine gerçekleştirdiği bir uygulama gösterisi sırasında şu sözlerle tanımlamıştı:
"Benim içimde bir güç olduğuna inanıyorum. Bu inanç benim gerçekleştirme isteğimi sağlıyor. Hayvani Manyetizmanın bütün doktrini iki kelimeye bağlıdır. İNANMAK ve İSTEMEK.
İçimde, hayati üyeliğimi yerine getirmemi sağlayacak güce sahip olduğuma inanıyorum ve bunu tüm bilimsel gücümle sunmayı arzuluyorum. İNANMAK ve İSTEMEK beyler, bendeki tüm bilim ve tüm mevcudiyet budur."

James Braid, hipnoterapiyi bir adım ileriye taşımış ve bu konuda çok yararlı yazılar sunmuştur. Hipnoz ismini öneren de Braid olmuştur. Braid hipnozun bir tür uyku olduğunu ve beynin özel bir aktivite halinde bulunduğunu gözlemiş ve yazılarında Yunan uyku tanrısı Hypnos'u referans almıştır. Bu sayede yeni bir dal olarak "neur-hypnoloji" okulunu oluşturmuştur.

Hipnozun histeride kullanımını ortaya koyan ve geliştiren kişilerden belki en bilenen ve önemlisi Jean-Martin Charcot (1825 - 1893) olmuştur. Hipnozun histerinin bir nörolojik şekli olduğunu ileri sürerek nörotik ve histerik hastalarda hipnozu yaygın olarak kullanmıştır. Öyle ki kendisine "Nörozların Napolyon'u" denmiştir. En tanınmış öğrencileri Alfred Binet, Pierre Janet, and Sigmund Freud'dur. Onlar hipnozu bir fizyolojik durum olarak kabul etmiş ve hipnozun terapide kullanımı açısından Charcot'dan ayrılmışlardır.

Hpinozun yaygınlaşmasında önemli bir mihenk taşı olan Sigmund Freud, kendi çalışmalarında önceleri yoğun şekilde hipnozu kullanmış ve histeri vakalarında hipnoterapiyi başarıyla kullanmıştır. Charcot ekolünün en iyi öğrencilerinden ve hipnoterapistlerinden birisi olduğu bilinmektedir. Hipnoz uygulamaları ve rüya değerlendirmeleriyle klasik psikoanaliz kuramlarını oluşturmuştur. Daha sonra hipnoterapi uygulamalarını bırakarak klasik divan psikoanalizi yöntemini (serbest çağrışım yöntemini) kabul etmiştir. Bunda Freud'da gelişen ağız kanserinin etkisi olduğu ileri sürülmektedir. Yine de hipnoterapinin gelişmesi ve bilinç dışının tanımlanarak psikoterapideki önemli gelişmelerin kapısını açması bakımından hipnoterapide Freud çok önemli bir yere sahiptir.

Modern hipnoterapinin babası olarak kabul edilen kişi ise Dr. Milton H. Erickson'dur. Hipnoz ve hipnoterapi ile ilgili çok sayıda kitap, dergi, makale yazmış ve gerek sesli gerekse görüntülü birçok kaynak bırakmıştır. Verdiği kişisel eğitimlerle yüzlerce yetenekli ve bilgili hipnoterapist yetiştirmiştir. 1970'lerde psikiyatr olarak çalıştığı dönemlerde hipnotik yöntemlerin ve insan davranış kalıplarının kullanımı ile telkinlerin etkinliğini görerek kendisine has bir terapi yöntemi oluşturmuştur. Bu yönteme şimdilerde Eriksonian Hipnoterapi denilmektedir. Bu yöntem Freud ve Braid'in kullandığı otoriter yöntemin tam tersidir. Terapötik etki açısından kontrolün hastada olmasına izin veren ve hastayı öne çıkaran bir yöntem olduğu için büyük kabul görmüştür. Erickson'un bu yöntemi daha sonraları ileri derecede incelenmiştir. İnsan otomatik davranışları ile beynin etkileşimi incelenerek NLP (nöro-linguistik Programlama) adı verilen yöntemin oluşmasına yardımcı olmuştur.

Seans ve randevu bilgileri
Lütfen seansa gelmeden önce okuyunuz.


GENEL BİLGİ:
Öncelik sırasına göre telefonla sık sorulan soruları açıklamak istiyorum:

Seansların ne kadar süreceğini öngörmek mümkün değildir. Terapist olarak danışanımın en kısa sürede iyilik haline ulaşmasını arzu ediyorum. Yine de terapiye başlamaya karar veren danışanımın, başlarken göstermiş olduğu bu güçlü kararlılıkla ve iradesiyle terapiyi bitirme konusunda da yetkin olduğunu kabul ediyorum. Kişisel tercihim Varoluşçu Hümanistik terapi uygulamasının en fazla 8 seans içinde tamamlanmasıdır. Ancak terapötik ihtiyacın hangi yönde ilerleyeceği süreç içinde şekillenmektedir. Bu süreden kısa sürebildiği gibi danışanın tercih ve onayıyla uzaması da söz konusudur. Nedenselliğin öngörülememesi net bir plan oluşturulamamasının en temel sebebidir.

8 seanslık programın ilk üç veya dört seansı anamnez, semptom değerlendirme, nedensellik çalışması, bilgilenme ve hipnoterapi için hazırlanma (mayalama) sürecidir. Kalan süre gerekli ise destekleyici özel teknik uygulama seanslarını içerir.

Geleceğiniz yer bir danışma merkezidir.

-Danışan hakları ile ilgili metnini okumak için tıklayınız: Danışan Hakları

- Bir standart seans süresi 50 dakikadır. Süre uzarsa ücret sürenin uzunluğuna göre (yarım saatlerde bir olmak üzere) artar. Özel destekleyici teknik uygulamaları da saat bazında değerlendirilir, çnkü genellikle uygulamalar daha uzun sürmektedir.

- Seans ücreti; KDV dahil 2.900 TL'dir. Daha makul maliyetli bir yaklaşım için tıklayınız: Dinli-Yorum.com.tr
Seans ücreti ve uygulama ücreti bir saat içindir. Süre uzarsa ücret sürenin uzunluğuna göre (yarım saatlerde bir olmak üzere) artar. Detay sorularınızı WhatsApp üzerinden +90555 457 27 25 (WhatsApp) yazabilirsiniz. Ödeme nakit/banka havalesi ile yapılabilir. Serbest meslek makbuzu sunma zorunluluğu nedeniyle başvuranın TC numarası ve adres bilgileri gereklidir.

- Genellikle ilk seans bir saati aşmaktadır. Randevu saatinizi, bütçenizi ve seansta geçirmekte olduğunuz sürenizi ayarlarken bunu dikkate almanızı öneririm.

SEANS SAATLERİ:
Danışan kabul saatlerim; haftanın beş günü 10:30-18:00 arasındadır. SALI ve PAZAR günleri izin günlerimdir. Son seansı en geç 18:00'da kabul edebiliyorum.

Cumartesi günleri ancak 'seans ücretinin önceden havale edilmesi' kaydıyla yeni danışan kabul edebiliyorum. Çünkü yoğun programıma rağmen cumartesi günleri seans iptalleri fazla olabiliyor.

Cumartesi günleri -saat 16:00 ya kadar- tercihan eski danışanlara veya hafta içi ön görüşme yapılmış olanlara ayrılmıştır.

RANDEVU:
Seanslara başlarken mesleki gelenek ve/veya yönetmeliklerin talep ettiği bir form doldurulur, KVKK bilgilendirme (indirilebilir pdf) / Öngörüşme Formu (indirilebilir Word dökümanı) belgelerini lütfen gelmeden önce okuyunuz. Öngörüşme formu birlikte doldurulur. Bu nedenle ilk randevuya saatinden en az onbeş ila yirmi dakika önce gelinmesini rica ediyorum.
COVID19 bulaşı halen sürdüğü için ve eşlikçilerin beklediği odasının hijyeni açısından şimdilik refakatçi kabul edemiyorum. Refakatçiler dilerlerse yakındaki kafeteryada dinlenebilirler.

Seans kontratı örneği

- Seanslara en az onbeş dakika önceden gelinmesi yararlı olur.
- Randevu iptalleri 24 saat önceden gerçekleştirilmelidir. Aksi halde seans yapılmış kabul edilir.
Benzer şekilde ertelemeler de 24 saat önceden gerçekleştirilmelidir.
- Uygulamalar sesli ve görüntülü kayda alınmaktadır. Burada amaç; gerekli olduğunda ilerleyen seanslarda kişinin ofisimde kendisini izleyerek içgörü kazanması, geri bildirim alabilmesi, konuşulanların hatırlanabilmesi, KVKK'ya uygun olarak sağlık veri tabanı oluşturulmasıdır.
ÖNEMLİ NOT: Kişisel Verileri Koruma Kanunu gereğince haklarınız hakkında daha detaylı bilgi edinmek için bağlantıda sunulan dökümanı indirebilirsiniz KVKK bilgilendirme dökümanı (indirilebilir pdf belgesi).
- Danışan ve terapist açısından uygulamalar sırasında konuşulanların gizliliğinin korunması terapinin gidişi açısından yararlı olur. Çok nadir bazı hallerde danışan yakınları kendi hassasiyetleri nedeniyle danışanın seansa devam motivasyonunu olumsuz etkileyebilirler. Adli mercilerin talepleri hariç, terapist hasta hakları ile ilgili hukuki zorunluluğa ek olarak sohbet içeriklerinin de gizliliği açısından etik dikkat ve kararlık içindedir.
Bu nedenle danışanların birinci derece yakınları terapiye kabul edilmemektedir.
- Seanslar süresince konu üzerinde birlikte tartışılmadıkça, sosyal konumda ve kişisel mülkiyet haklarında değişiklik yapması önerilmez. Örneğin terapi sürecinde danışan/hasta hissettiği görece iyilik veya geçici gerginlik nedeniyle mülklerinde irade dışı kararlar alabilir, ilişkilerinde uygun olmayan tercihlerde bulunabilir, en hassas süreçte terapiyi ani olarak terapisti bilgilendirmeden sonlandırabilir veya benzeri şekilde kendisine olumsuz sonuçlar doğurabilecek eylemlere itkisel olarak yönelebilir. Bunlara benzer güclü itkiler hissedildiğinde nihayi kararlar verilmeden önce danışmanla konunun tartışılmasında terapinin gidişi ve danışan açısından yarar vardır.
- Başvuran kendisine bilinçli olarak bir zarar vermeyeceği konusunda taahhütte bulunmalıdır.
Daha detaylı bilgi için telefonla ulaşabilirsiniz. 

 

 


(Google Maps)

ADRES: Küçükyalı Merkez Mahallesi

Mektep Cad. Ahmet Kutsi Tecer Sk.

Köşk Apt. No.: 2 A Blok D 2

Maltepe İstanbul

KEP adresi : candan.esin@hs01.kep.tr

ULAŞIM BİLGİLERİ İÇİN burayı TIKLAYINIZ.


Belgeler

Danışan Hakları (yeni sayfa açılır)
KVKK Bildirimi (indirilebilir pdf dökümanı)
Doldurulabilir Öngörüşme Formu (indirme ekranı açılır - makrolu MS Word dökümanıdır-virüs taramasından geçmiştir)